8 Aralık 2009 Salı
Zeynep Sultan Camii
Zeynep Sultan Camii 1769 yılında III. Ahmed'in kızı Zeynep Âsime Sultan tarafından Ayazma Camii'nin de mîmarı olan Mehmed Tahir Ağa'ya yaptırılmış barok tarzındaki câmidir. Mîmârî tarzına bulunduğu mekan göz önüne alınarak karar verilmiştir. Bu özel tarzı ve yapımında kullanılan malzemeler nedeniyle Bizans kiliselerini anımsatır.
Gülhâne'nin karşısında bulunan câminin arka tarafında bugün de ilkokul olarak kullanılan mektep vardır. Eskiden sebil[1] olarak kullanılan kısmı ise şu anda vakıflar tarafından kiraya verilmiş, büfe olarak işletilmektedir. Câminin hemen önünde I. Abdülhamit'in külliyesinden[2], 1920'lerde Eminönü'den 4. Vakıf Han'ın yapımı nedeniyle buraya taşınmış olan çeşme artık istimlak çalışmaları sırasında Taya Hatun Sokak'taki bugünkü yerine taşınmıştır. Hemen üst tarafında ise Osmanlı Araştırmaları Vakfı bulunmaktadır.
Hazîresinde[3] Alemdar Mustafa Paşa'nın mezarı bulunmaktadır. Yeniçeri isyânını bastırmak için İstanbul'a gelen Alemdar Mustafa Paşa tahta II. Mahmut'u çıkarmış, kendisi de sadrâzamı olmuştur. Ancak bir süre sonra yeniçeriler tekrar ayaklanıp Alemdar Mustafa Paşa'nın evini kuşatmış, paşa da kendisiyle birlikte evini havaya uçurmuştur. Cesedi yeniçeriler tarafından Yedikule Zindanları'na atılmıştır. 1900 yılında İstanbul'da ilk istimlâk çalışması sırasında naaşı bir tören düzenlenerek Zeynep Sultan Camii'nin avlusuna defnedilmiştir. Câminin bahçesine bir sıbyan mektebi yapılmış ve Alemdar Mustafa Paşa'nın ismi verilmiştir.
Ayrıca 1912 yılında yapılan istimlâk çalışmaları neticesinde türbesi yıkılan Zeynep Sultan'ın naaşı, câminin bodrumunda 1950 yılına kadar kalmıştır. 1950'de dönemin vakıflar idâresi tarafından Zeynep Sultan'ın naaşı bugünkü yerine defnedilmiştir. Câminin bodrumu ise 1983 yılında restore edilmiş, şu an hâlen ibâdete açık durumdadır. III. Selim'in sadrâzamlarından Zeynep Sultan ile evli olan Melek Mehmet Paşa'nın kabri de câminin hazîresinde yer almaktadır.
Zeynep Sultan Camii 1958 yılında Vakıflar İdâresi tarafından, 1983 yılındaysa câmii cemaati tarafından restore edilmiştir.
Maktul (Makbul) İbrahim Paşa Camisi
brahim Paşa Camii, Balkanlarda Osmanlılar'a ait ayakta kalmış en büyük sanat eseridir. Bulgaristan'ın Deliorman kesiminde, Razgrad'da bulunur. UNESCO kataloğunda kayıtlı olan cami, Balkanlar'daki üçüncü en büyük camidir.
Kanuni Sultan Süleyman devrinin sadrazamı Pargalı Damat İbrahim Paşa hayratlarına dahildir. ???? yılında inşa ettirilmiş klasik Türk mimarisinin en güzel eserlerinden birisidir. Cami herşeyden önce dış görünüşüyle dikkati çeker. Şu anda ibadete kapalı olan caminin tamiri için 30 yılı aşkın zamandır bir adım atılmamıştır.
Ramazan Efendi Camii
Ramazan Efendi Camii İstanbul'un Kocamustafapaşa semtinde bir camidir. 1585'de Mimar Sinan tarafından yapılan cami, Kuvayı Milliye caddesinin otobüs duraklarında biten yönündedir. Tek minareli, kırma çatılıdır. Çeşitli tamirler görmüştür. Dede Efendi bu caminin tamirine destek vermiştir. Hüsrev Çelebi Camii, Bezirganbaşı Camii adıyla da bilinir. Ramazan Efendi denmesinin sebebi buradaki tekke şeyhinin adının Ramazan Efendi oluşundandır. Ramazan Efendi, cami giriş kapısının solunda yapıya bitişik türbesinde yatmaktadır.
Caminin avlu girişi iki kapıdan, aynı caddedendir. Avluda geniş bir bahçe ve etrafı duvarla çevrilmiş yaşlı ağaçlar, solda imam odası, sağda şadırvandan ayrı bir abdestlik ve arka tarafta mezarlık bulunmaktadır. Avlu ortasında, küp dikdörtgen bir şadırvan dört sütunlu bir çatıyla örtülüdür. Şadırvanın karşısında kadınlar yeri ve giriş kapısı sundurmasının solunda türbe bulunmaktadır. Küçük sundurmadan camiye girdikten sonra son cemaat yeri sağlı ve sollu bir platformda yükselir.
Eşiktaşını geçerek camiye girdikten sonra mermer mihrap ve minberi çevreleyen çiniler göze çarpar. Altlı üstlü pencereler sağ ve solda ikişer, ön ve arka duvarda dörder sırayla yer alır. Kürsü solda ve ahşaptır. Bu caminin döşeme ve tavanı ahşaptır. Tavan, kare desenli ve boyalıdır. Kapıdan girişte sağda müezzin yeri ve minare kapısı bulunmaktadır. Girişten soldaki duvardan bir kapıyla sol tarafta bir odaya geçilir. Son cemaat yerinden üst kata giriş vardır. Duvarlarda çatlamalar meydana gelmiştir. Mihrabın iki yanında dev mumlar ve harimin ortasına inen topaç avizesi vardır. Cami içi değerli çinilerle süslenmiş, tavana yakın duvarlara Allah, Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Hüseyin levhaları asılmıştır. Bu caminin yakınında Sümbül Efendi Camii bulunmaktadır.
Caminin avlu girişi iki kapıdan, aynı caddedendir. Avluda geniş bir bahçe ve etrafı duvarla çevrilmiş yaşlı ağaçlar, solda imam odası, sağda şadırvandan ayrı bir abdestlik ve arka tarafta mezarlık bulunmaktadır. Avlu ortasında, küp dikdörtgen bir şadırvan dört sütunlu bir çatıyla örtülüdür. Şadırvanın karşısında kadınlar yeri ve giriş kapısı sundurmasının solunda türbe bulunmaktadır. Küçük sundurmadan camiye girdikten sonra son cemaat yeri sağlı ve sollu bir platformda yükselir.
Eşiktaşını geçerek camiye girdikten sonra mermer mihrap ve minberi çevreleyen çiniler göze çarpar. Altlı üstlü pencereler sağ ve solda ikişer, ön ve arka duvarda dörder sırayla yer alır. Kürsü solda ve ahşaptır. Bu caminin döşeme ve tavanı ahşaptır. Tavan, kare desenli ve boyalıdır. Kapıdan girişte sağda müezzin yeri ve minare kapısı bulunmaktadır. Girişten soldaki duvardan bir kapıyla sol tarafta bir odaya geçilir. Son cemaat yerinden üst kata giriş vardır. Duvarlarda çatlamalar meydana gelmiştir. Mihrabın iki yanında dev mumlar ve harimin ortasına inen topaç avizesi vardır. Cami içi değerli çinilerle süslenmiş, tavana yakın duvarlara Allah, Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Hüseyin levhaları asılmıştır. Bu caminin yakınında Sümbül Efendi Camii bulunmaktadır.
4 Aralık 2009 Cuma
Zeyrek Camii
Zeyrek Camii (Pantokrator Manastırı Kilisesi) İstanbul'un Zeyrek semtinde Doğu Roma döneminden kalma dinî yapıdır. Kilise üç ayrı şapelin bir araya gelmesinde oluşur. Ayasofya'dan sonra İstanbul'da ayakta kalan en büyük kilisedir.
Güneydeki ilk kilise II. Komnenos'un karısı Eirene tarafından 12. yüzyılın ilk çeyreğinde yaptırıldı. Karısının ölümünün ardından imparator kilisenin kuzeyinde, az ilerisine ikinci bir kilise yaptırdı ve en sonunda bunları birleştirmek için üçüncü bir kilise daha yaptırdı.
İstanbul'un fethinden sonra ilk medrese burada açıldı. Müderrisi Zeyrek Mehmed Efendi'ydi. Fatih Külliyesiyle birlikte yeni medreselerin yapımı tamamlanınca buradaki medrese kapandı ve bina cami oldu. Şu anda yalnızca güney kısmı cami olarak kullanılmaktadır.
Tarih
1118 ve 1124 tarihleri arasında Bizans imparatoruçesi Eirene Komnena bu manastır sitesini inşa etti.Ve onu Christ Pantokrator 'a adadı.Manastır ana kiliseyi kapsıyordu.Ayrıca Pantokrator ' a bir kütüphane ve bir de hastane adadılar.Eşinin ölümünden sonra,kısaca 1124 den sonra imparator John II Komnenos ilk kilisenin kuzeyine diğer bir kilise inşa etti.ve onu Theotokos Eleousa ya adadı.Neticede (1136) iki türbe Chapel(Saint Micheal'e adanan ) ile birleşti.Kommenos ve Palaiologos hanedanlıklarının İmparatorluk mozelesi haline geldi.Bundan başka, pekçok yüksek rütbeli Bizanslı,İmparator John II ve eşi Eirene,İmparatoriçe Bertha of Sulzbach (İmparator Manuel I Komnenos'un eşi )ve İmparator John V Palaigolos buraya gömüldüler.
Tanımlama
Taş işçiliği( Orta dönemdeki Bizans mimari simgesi ) girintili tuğla tekniğine kısmen adopte edildi.Bu teknikte birbiri ardına gelen tuğlalar duvar çizgisinin arkasına monte edildi.Ve karışım yatağına daldırıldı.Bundan dolayı karışım katmanının kalınlığı,normal tuğla katmanının üç katı fazlasıdır.
Şehzade Camii
Şehzade Camii (Şehzade Mehmet Camii ya da Şehzadebaşı Camii olarak da bilinir), İstanbul'un Şehzadebaşı semtinde Mimar Sinan tarafından yapılmış olan cami. Kanuni Sultan Süleyman tarafından Saruhan valisi iken 1543'de 22 yaşında ölen oğlu Şehzade Mehmet adına yaptırılmıştır. Camiyi 1543-1548 yılları arasında Mimar Sinan'a yaptırttı.
18,42 metrelik kubbesi 4 büyük yarım kubbeye yaslanır. Şadırvan avlusu 12 sütunda 16 kubbelidir. İkişer şerefeli çift minaresi vardır. İmaret ve medrese, tabhane, türbeler cami bahçesinde ve arka sokaktadır.
Şehzade Camii 1890 iç kısım görünümü
Şehzade türbesinin içi rengarenk çinilerle doludur. Ortadaki sandukada Şehzade Mehmed, sağında Şehzade Cihangir yatar, solunda Hümaşah Sultan. Şehzade türbesinin sol tarafında Rüstem Paşa'nın türbesi bulunur. Diğer şehzade türbeleri Vefa tarafındadır. Dış avluda İbrahim Paşa ile Destari Mustafa Paşa'nın türbeleri vardır.
2 Aralık 2009 Çarşamba
Nuruosmaniye Camii
Nuruosmaniye Camii Kapalıçarşı'nın Çemberlitaş kapısından çıkar çıkmaz girilen kapının solunda 2 metrelik bir subasman üzerinde görülen ilk barok özellikli cami. Dış avlusunun iki kapısından biri Kapalıçarşı'ya diğeri Çemberlitaş'a açılır.
Mustafa Ağa ve yardımcısı Simon Kalfa (Mimar Simeon) tarafından 1748'de inşasına başlanan cami 1755'de bitmiştir. I. Mahmut zamanında yapımına başlanan cami , III. Osman zamanında Nuruosmani adıyla tamamlanmıştır. Şadırvanı yoktur, önde ve arkada abdestlikleri vardır, ayrıca ek bir abdestlik giriş kapısı karşısında bodrumdadır. Mihrabı çıkıntılıdır.
Yüksek mermer merdivenlerle iki yönden camiye çıkılır. 174 pencerelidir. Müezzin mahfeli cümle kapısı üstündedir. Kare plandaki caminin iç avlusu yarım daire şeklindedir. Avluda bir kütüphane, iki sebil ve bir çeşme bulunur. Ana kubbe 26 m çapındadır ve kasnağında onlarca pencere bulunur. Beş kubbeli son cemaat yeri U biçimindedir. Yapıya bitişik iki şerefeli iki minaresinin taş külahları bulunur.
Caminin ekleri dükkân olmuştur. Külliyesi imaret, türbe, kütüphane, medrese, çeşme, sebil ve dükkânlardır.Bu sayede Camii bilime, kültüre, sanata, tarihe ve İnsanlık değerlerine de ayrıca hizmet etmiştir. Ayrıca SultanSelim Cami başimamı ve SultanAhmet cami 2. imamlığı yapan ve ilk Türkçe ezan'ı okuyan Sadettin Kaynak vasiyetinde; cenaze namazının bu Cami'de kılınmasını istediğini belirtmiştir. Nuruosmaniye Camii Kütüphanesi'nde 5000'den fazla yazma ve basma eser vardır.
Cami yazıları Hattat Rasim, Abdülhalim, Müzehhip Ali, Mehmet Refi Efendi'nindir.
27 Kasım 2009 Cuma
Yavuz Selim Camii
Fatih Fener'de, Yavuz Selim'de, Yavuz Selim caddesinde Tabakyunus sokağının solundadır. İstanbul'un 7 tepesindeki 7 selatin camiden biridir. Haliç'e en yakın olan tepede inşa edilmiştir. İnşa tarihi 1522 olup, mimarı tartışmalıdır. Mimar Ali'ye mi, Mimar Sinan'a mı ait olduğu (Tezkiretül Bünyan'da Sinan'ın eserleri listesinde caminin adı geçmez) açık değildir. Evliya Çelebi, Mimar Sinan'a aittir diye yazar.
Yavuz Sultan Selim'in emriyle yapılmış ve Kanuni Sultan Süleyman tarafından türbe, imaret, medrese eklenmiştir. Caminin bir yanı sarnıç, bir yanı Kırkmerdiven denilen bir uçurumdur. Üç kapıyla avluya girilir: Türbe kapısı, Çarşı kapısı, Kırkmerdiven kapısı. Ağaçlı geniş bahçeli avlu şadırvanlıdır.
Son cemaat yeri 18 sütuna binen 22 kubbe ile örtülüdür. Avlu ortasında IV. Murad'ın yaptırdığı abdestlik sivri kuvvesi bulunmaktadır. Avlunun dış yüzünde, son cemaat yerinin iç yüzünde çok değerli çiniler vardır. Ana kubbe dört duvardan aşağı iner. Birer şerefeli iki minaresi bulunmaktadır.
İçerde mihrabın solunda mermer 8 sütun üzerinde hünkar mahfili, sağda müezzin mahfili, kıble kapısı üzerinde başka bir müezzin mahfili vardır. Mermer minber de dahil olmak üzere bütün elemanlar oymacılık ve kakmacılık, çinicilik ve tezhip, hat ve nakış sanat eserleriyle donatılmıştır. Pencereler ve kapılarda oymacılık sanatı mükemmeldir. Mihrabı çeviren çinilerin güzelliği sadece bu camide görülür. Caminin iki yanında dokuzar kubbeli iki misafirhane vardır. Karşı tarafında bir medresesi bulunmaktadır.
Yavuz Sultan Selim Türbesi
Caminin yanındadır. Üç kubbeli türbenin en sağındaki sekizgen türbe Yavuz Selim'indir. İki sıralı pencereler, 4 renkli sütunu ve 5 kemeri vardır. Bu revaklı kapıdan girer girmez rengarenk çiniler göz kamaştırır. Kapılar sedef kakmalı, abonozdur. Üst tarafta 'her nefis ölümü tadacaktır' ayeti yazılıdır.
Yavuz Selim'in lahti maksurenin ortasındadır. Başında selimi kavuk bulunan lahitin başucunda tahta çıkış ve ölüm tarihi sırma yazıyla yazılıdır. Bir kapıda Abdülhak Hamid'in şiiri Hulusi Efendi hattıyla asılıdır. Pencere kanatları abanoz ve fildişi kakmalıdır. Türbe mimarı Acem Ali'dir. Diğer türbelerde Yavuz Selim kızı Hatice sultan ile kızı, Kanuni'nin annesi, şehzadeler Murad, Mahmud, Abdullah ve diğerinde Sultan Abdülmecid gömülüdür. Yavuz'un sandukası üzerinde bir kaftan vardı ve bu kaftan İbn Kemal'e aitti (Yavuz'la at sürerken kaftanına çamur sıçratan alim).
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)